Sazın telleri "Türkmen, Türkmen" diye inler! S.Burhanettin AKBAŞ yazdı


Karacaoğlan yari ünler

Acı tatlı geçti günler

Türkmen kızı diye inler

Sazın telleri telleri...

Geçen gün bir uydu televizyonunda bağlama ile yapılan bölücülük faaliyetlerinin zoruma gittiğini, Dedem Korkut’un sazını duyduğumda Kürdistan yazısının ne kadar yüreğimi sızlattığını yazmış ve içimizdeki bir kısım insanların da “tarih şuursuzluğu” içinde olduğunu belirtmiştim. Aynı yazıda Anadolu’nun doğusunda ve güneyinde kurulan Türk beyliklerinden bahsetmiştim. Birkaç isim sıralamıştım ki bir okuyucum daha uzun bir liste göndermiş. Teşekkür ediyorum bu katkı için:

“Yukarı Fırat'a Saltuklar (1072-1202), aşağı Fırat'ta Mengücekler (1080-1228), Bitlis ve Erzen'de Dilmaçoğulları (1084-1393), Van bölgesinde Sökmenliler (Ahlatşahlar) 1110-1207), Diyarbakır'da Yınaloğulları (1098-1183), Harput'ta Çubukoğulları (1085-1113), Doğu ve Güneydoğuda Artuklular mevcuttur. Ayrıca Doğu ve Güneydoğu Anadolu Karakoyunlular (1365-1463) ve Akkoyunlu (1469-1508)”Bu bölgede Türklüğü temsil eden yüzlerce isimle karşılarsınız. Sonra neyin ne olduğunu bilmeden konuşanların sözlerini hatırlayıp üzülürsünüz. Karşınızda sanki küçük bir Türk Dünyası haritası vardır:

“Türkmen yaylası, Kırgız Tepesi, Kıpçak Çeşmesi, Timur Tepeleri, Türkmen Deresi, Döğer, Avşarlı, Çepni, Tirik, Bayatlı, Beydilli, Tırgeş(Turgeş) Koçkar, Karabörk, Kızık, Bozcalı, Kozan, Ulaş, Kongur, Acar, Çakıran, Kapanlı, Oyratlı, Kaskan, Tonguz, Sıp, Yatağı, Tarhan, Tutuk, Karaçar, Kaskan, Sökmen, Karduk, Sarvan, Suvarlı”

ZİYA GÖKALP, DİYARBAKIR’I ARAŞTIRMIŞTI

Aslen Diyarbakırlı olan ünlü Sosyolog Ziya Gökalp, üç ay süren bir çalışmayı Diyarbakır için harcamıştı. Sağlığı elvermediği için çalışma üç ayla sınırlı kalmıştı. Onun tuttuğu notlarda çarpıcı bilgiler saklıdır. Bu bilgileri göz ardı etmek mümkün değildir.

"Türklerle Kürtlerin ihtilatından (karışmasından) başka neticelerin çıktığını görüyoruz. Kürtlerle beraber yaşayan Türkmen aşiretleri tedricen Kürtleşmişlerdir. Mesela, Urfa ile Siverek arasındaki Döğer nahiyesi Kürtçe konuştukları gibi, buna komşu olan Badıllılar (Beğdilliler) de Kürtçe konuşurlar. Siverek'te Bucak nahiyesi de merkezindeki "Gerger" kasabası müstesna olmak üzere, Kürtçe konuşurlar. Bunlar, yukarıdaki zikrettiğimiz aşiretlerin birer şubesinden başka bir şey değildir. Suruç kasabasındaki Berazi müttehidesinin aşiretleri de Türk ve Kürt olarak iki kısım bulunduklarından, ayrıca tetkike muhtaçtırlar. Diyarbakır'daki Karakeçi aşireti, Osmanlılar'ın ecdadı olan Kayılar'dan ayrıldıklarını iddia etmekle beraber, Kürtçe konuşurlar, Karacadağ'da bunlar komşu bulunan isimlerinin delalet ettiği veçhile aslen Türkmendirler. ('Kürtler, Türkmenlere terk derler) Türkanlılar, Türk olduklarını ve hatta Beğdilli boyuna mensup bulunduklarını, eskiden reislerine "Boybeği" denildiğini biliyorlar. Fakat. Türkçe’yi tamamıyla unuttuklarından Türk olduklarını da Kürt lisanıyla söylemektedirler. Karacadağ'da Salur, Çarik ismindeki köyler, bu aşiretler arasında Salurlar'la Çarukların da bulunduğunu gösterir. Karacadağ eteklerinde Kanglı Madrabı namıyla Çeltik ekilen bir su vardır. Bu isim Karacadağ'daki aşiretlerin Kanglı Türklerinden olduğunu gösteriyor. (Celal Harzem Şahın askerleri başlıca Kanglılardı. Bunlardan başka, bir kısım Oğuzlarla Kalaçlar ve sair Türkmen kabileleri de asker arasında mevcuttu. Osmanlıların ecdadı olan Kayılar’ın da bu "Harzemliler" ile beraber geldiğini Namık Kemal Bey, Osmanlı tarihinde iddia ediyor.) Mardin kasabasında da Kiki aşireti vardır ki Halacan ve Ferikhan namlarıyla iki kısımdan mürekkeptir. Kiki, Çerikhan toprağında bulunan Koçhisar köyünün 40-50 sene evvel Türkçe konuştuğu söyleniyor. Helacan'ın Halaçlar yani Kalaç Türkleri olduğu, Çerikhan'ın Çaruklar olduğu bazı izlerden anlaşılıyor. (Bu aşiretlerin çöle geçerken geçtikleri boğaza "Türk-menderesi" namı verilmektedir.") Çarukları, Diyarbakır Çaruğu köyüyle Karacadağ'ın Çaruk Köyünde görüyoruz. (Halaçlar içinde Badılıyan köyü bulunduğu gibi Şark nahiyesinde Bismil köyünün ihtiyarlan da Beydili iline mensup olduklarını söylemektedirler.) Mamafih, Kiki namını alan bu Çerikhan ve Halacan aşiretleri tamamıyla Kürtleşmişlerdir. Onlardan ayrılıp Diyarbakır şehrinin şarkına gelen şubeleri bu sahadaki Türkman, Behramki nahiyesinin şimal cihetindeki Tırkan aşiretinin ismi de Türkan gibi Türkman manasındaki terk kelimesinden gelmiş olabilir. Fakat bu da tamamıyla Kürtleşmiştir.” Bir Türk atasözü diyor ki: “Oğuz ili, köçip, çeküp yürümedik yol bar mu? “Üyün (evin) tutup, oturmadık yurt bar mu?”

Yorumlar