Türkiye'de Yabanlu Oymakları / Türkmenleri

Yaban / Yabanlu / Evlad-ı Yaban Oymağı:
Yabanlı aşireti 11’ci yüzyılda Selçuklu hükümdarları Tuğrul ve Çağrı beyler önderliğinde Bayat boyu içerisinde Horasan ve İran üzerinden Suriye ve Anadolu’ya geldiler.
Yaz aylarında yaylak olarak Anadolu içlerine Maraş ve Elbistan yaylalarına göçmeye başladılar. Bugün Kayseri sınırları içerisinde bulunan Pazarören’de dünyada ilk milletlerarası Fuar olan Yabanlı Pazarı’nı kurdular. Bu pazar Rusya Çin, Afganistan. Irak. İran, Suriye, Anadolu gibi ipek yolu üzerinde bulunan tüm ülkelerin kumaşlar, ipekler, tarım ve hayvancılık ürünleri, savaş aletleri, halı, tahıl, at, koyun, kürk, yün ve tiftik gibi ürünlerinin satıldığı ve sergilendiği, döneminin tek dünyanın ilk uluslar arası fuarıdır.
1500 yılında Şam’dan geldiği belirtilen oymak, 1520 yılında 8 hane olarak Erciyes Dağı nahiyesine kaydedilmiştir. Karataşlı (İncesu) Yörüklerindedir. 1522’de 37 hane, 1543’te 11 hane nüfusları vardır ve Ekizlü (ya da Ekizce) kışlağında oturmaktaydılar.
YABANLI OYMAĞI
Yabanlı ismi anlam itibariyle dışarıdan gelen, yabandan gelen mânâsını taşımaktadır. Soy, köken bakımından da Yabanlı oymağından gelmektedir. Aşiretin geçmişinde haremeyn aşireti ismini de kullandığı veya komşu kabileler tarafından bu isimle bilindiği ifade edilmektedir.
“Haremeyn” aşireti, isminin 16’cı (onaltıncı) asırda Bayat boyuna mensup Yabanlı aşiretinin ismi olduğu büyük Türk tarihçisi Prof. Dr. Faruk SÜMER’in Oğuzlar-Türkmenler kitabında yeralmaktadır
Bayat boyu Anadolu’daki Türk boylarından Bozoklar’ın Kayı boyundan sonraki ikinci boyudur. Bayat boyunun Türkçe anlamı: Mutlu, yiyeceği bol, devletlü, nimetli ve bereketli anlamındadır.
Yabanlı aşireti, Dulkadiroğulları, İran’da 1850’e kadar hüküm süren Kaçarlar Hanedanı, Kerkük Türkmenleri’nin çoğu ve Horasan’daki Karabayatlar bu boydandır.
Bayat boyundan Dede korkut, Fuzûlî gibi büyük edebiyatçılar çıkmıştır. 10. asır başlarında Seyhun nehri civarındaki yerlerinden Maveraünnehir civarında yaşayan Oğuz boylarıyla birleşen Bayat boyu, bu asrın sonlarında diğer boylarla birlikte Hak dini İslâm’ı kabul etmiştir.
Yabanlı aşireti 11’ci yüzyılda Selçuklu hükümdarları Tuğrul ve Çağrı beyler önderliğinde Bayat boyu içerisinde Horasan ve İran üzerinden Suriye ve Anadolu’ya geldiler. Halep ve civarında göçebe olarak hayvancılık ve ticaret yapmaya başladılar. Yaz aylarında yaylak olarak Anadolu içlerine Maraş ve Elbistan yaylalarına göçmeye başladılar. Bugün Kayseri sınırları içerisinde bulunan Pazarören’de dünyada ilk milletlerarası Fuar olan Yabanlı Pazarı’nı kurdular. Bu pazar Rusya Çin, Afganistan. Irak. İran, Suriye, Anadolu gibi ipek yolu üzerinde bulunan tüm ülkelerin kumaşlar, ipekler, tarım ve hayvancılık ürünleri, savaş aletleri, halı, tahıl, at, koyun, kürk, yün ve tiftik gibi ürünlerinin satıldığı ve sergilendiği, döneminin tek dünyanın ilk uluslar arası fuarıdır.
Memlük Hükümdarı Sultan Baybars’ın 1277 yılında Anadolu’ya yaptığı seferine katılan Muhyiddin İbn Abdüz-zahir’in yazdığı günlükte bu pazara dünyanın her yerinden tacirlerin katıldığı, aranılan her malın orada bulunduğu anlatılmaktadır.
Yabanlı pazarı bahar mevsiminin başında kurulan kırk gün süren bir fuardır. Pazarın faaliyeti 14.yüzyılın ilk çeyreğinde sona ermiştir. Aşiret bu dönemde büyük bir ihtimalle Dulkadiroğulları beyliğinin kurulmasına katkıda bulunmuş, Maraş ve Elbistan’ın yeniden iskanına katılmışlardır.
16’cı asır başlarında Yeni İlde yaylaya çıkmaya başlayan Yabanlı aşiretinin en ünlü yaylası Sivas’ın güneyinde Malatya ili Hekimhan ilçesinin Kuzeydoğusundaki Yellüce Dağı yaylalarıydı. Yeni İl Kadılığı ve buradaki aşiretler mali bakımından Sultan 3.(üçüncü) Murat’ın annesi Nurbanu Valide Sultan’ın İstanbul Üsküdar’da yaptırdığı caminin evkafına bağlanmıştı. Bu sebeple bu döneme ait Osmanlı vesikalarında Yeni İlde yaşayan, içinde aşiretimizinde bulunduğu bu topluluğa Üsküdar Türkmeni de denmiştir.
Bu topluluk biri Dulkadirliye, diğeri Halep Türkmenleri’ne mensup olmak üzere, iki koldan meydana gelmiştir. Halep Türkmenleri’ne mensup olan kola eskiden beri Yaban Eri, Yabanlı denilmekteydi. Böyle denmesinin sebebi de yazın Yeni İl Kadılığı bölgesinde oturmasından, kışında Halep bölgesine inmesinden kaynaklanmaktadır. Bu kola eskiden Şamlu ve Şamlular adı verilirdi. Şamlu ve Şamlular isminin aşiretimize Anadolu’ya geliş yolumuzun Suriye üzeri olmasından kaynaklandığı için verildiği sanılmaktadır.
Aşiretten Kethudalar (vergi toplayıcılar) tarafından devletçe alınan vergisi önceleri Valide Sultanların Üsküdar’da yaptırdıkları camilerin vakfına ait iken, daha sonraları 1690 yıllarında Mekke ve Medine’ye gönderilen surre–haç akçesine tahsis edilmiştir. Yeni İle bağlı oymaklara Haremeyn Uş-şerifeyn aşiretleri denilmesinin sebebi budur.
Bu dönemde aşiret, Bayat boyunun Pehlivanlı ve Reyhanlı oymaklarının etrafında diğer oymaklarla (Kuzugüdenli, Beçilü, il-Dileklü, Melek Hacılu, Gözüceklü) birlikte bulunmaktadır. Yabanlı Aşiretinin bu dönem temel geçim kaynağı hayvancılık ve göçebe olmasından dolayı ticarettir. Bu dönem Osmanlı kayıtları, Osmanlı Ordusunun Et ihtiyacını Yabanlı aşiretinin temin ettiğini göstermektedir.
Yabanlı aşireti, 17.asrın sonunda hac konvoylarının can ve mal güvenliğini sağlamak maksadı ile Osmanlı Sultanı tarafından Suriye sınırları içerisinde bulunan Rakka vilayetine iskan edilmiştir. Aşiret, Rakka vilayetinin Collap Deresi, Belve ve bugünkü Suriye sınırları ile Belih Nehri civarında yaşamışlardır.
Urfa’dan bugünkü Arabistan sınırına kadar olan bölgede hac ve ticaret kervanlarının can ve mal güvenliğini sağlama işi Sultanının fermanıyla Yabanlı boyuna verilmiştir. Aşiret, o zaman bu bölgeyi ve gelip giden kervanları haydut ve eşkiyalardan başarı ile korumuştur. Canları pahasına bu görevi yerine getiren Yabanlı aşireti Osmanlı Sultanın büyük sevgisini ve takdirini kazanmıştır. Bu döneme ait Başbakanlık arşivinde bulunan Halep Muhassal Defteri ayrıntılı bilgi vermektedir.
Rakka’ya gitmeden aşiretten ayrılan bir toplulukta bugün Malatya ili Arapkir ilçesine bağlı olan yukarı Yabanlı Köyü’nü kurmuşlardır.
Rakka’da kendisine verilen görevi başarı ile yerine getiren Yabanlı aşiretini ödüllendirmek için Osmanlı Sultanı manevî yönden kuvvetli olan aşiret ileri gelenlerinin 10(yıl) süren medrese eğitimine alınmasını sağlamıştır. Bu medrese eğitimden geçenler aşiretin dinî ihtiyaçlarını yerine getirdikleri gibi, kendisinden sonra gelen nesiller içinde çok sayıda öğrenci yetiştirmişlerdir.
Tahminen 70-80 yıl süren Rakka iskânından sonra Yabanlı Boyu Adana Sis Sancağı üzerinden bugünkü Kozan, Kadirli yolu ile Anadolu’ya gelmişlerdir. Bu yolculuk esnasında aşiretin bir kısmı Niğde İli Bor İlçesi civarına yerleşmiştir.
Sis Sancağı üzerinden Maraş, Akkışla, Felahiye, Topaklı, Kozaklı(Kuzugüden, Kuzugüdenli) boyunca yerleşilerek ve bu güzergah izlenerek bugünkü topraklara gelinmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun, aşireti bu topraklara tarım arazilerinin işlenmesi ve hayvancılık yapılması amacıyla getirdiği düşünülmektedir. Osmanlı sultanlarının deyimi ile bu toprakların şenlenmesi için, Yabanlı aşireti bugünkü yerine iskan edilmiştir.
Bu gün Kırşehir ve Nevşehir ili sınırlarında aşirete ait 15 civarında köy bulunmaktadır. Ancak aşiret nüfusu göç nedeniyle şehirlere kaymıştır. Ağırlıklı olarak Kırşehir başta olmak üzere Kayseri ve Nevşehir il merkezlerinde yaşamaktadırlar.
-------------------------
Kaynaklar: Prof.Dr.Faruk SÜMER : Oğuzlar –Türkmenler Prof.Dr.Faruk SÜMER : Bayatlar
Prof.Dr.Faruk SÜMER : Yabanlı Pazarı
Prof.Dr.Faruk SÜMER: Anadolu Türkmen aşiretlerine Umumi bir bakış
Prof.Dr.Cengiz ORHANLI: Osmanlı İmparatorluğunda Aşiretlerin iskanı
Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU: 18. y.y. Osmanlı Aşiretleri İskan Siyaseti
(Yabanlu derneğinin facebook sayfasından alınmıştır.)

Yorumlar